Pazara alışveriş yapmaya gidiyoruz; önce tüm pazarı dolaşıyor, neler var, hangi satıcı daha ucuz diye bakıyoruz. Böylece en taze meyve ve sebzeleri en ucuz fiyattan almaya çalışıyoruz.
Gündelik hayatta gösterdiğimiz bu özeni bir ev ya da araba alırken ne kadar gösteriyoruz? Aslında birçok kişinin bir kez bile yapamadığı konut alışverişi bu işi yapabilenler için büyük bir şans. Bu nedenle hayatımızın en önemli alışverişi olan konut alımında yapacağımız küçük bir hata bile bize pahalıya patlayabilir.
İnsanların almak istediği şeylerin en ön sırasında gelen konutta ödenen yüksek rakamlar konunun önemini artırırken, çoğu konutun da banka kredisi ile alınması bu alımda daha dikkatli olmamızı gerektiriyor.
Aslında konut almak basit bir iş değil ve hemen hemen herkes bu alışverişten önce ciddi araştırmalar yapıyor. Özellikle fiyatların çok değişkenlik gösterebildiği, belirli standartların çok oluşmadığı ve genellikle arz talep dengesinin belirlediği konut fiyatlarında sadece öngörülerde bulunabiliyoruz. Buna son yıllarda konut alımında belirleyici olan konut kredilerinin seyrini de eklediğimiz zaman bir konut alıcısının kafasının karışmaması mümkün değil.
Peki, konut alımında en önce nelere dikkat etmeliyiz ve nasıl bir yöntem izlemeliyiz. Hangi hususlar bizim için olmazsa olmazlar arasında olmalıdır? Bu soruların cevaplarını bulabildiğimiz ölçüde alacağımız konutun da bizi hayal kırıklığına uğratma riski azalacaktır.
Neden konut alıyoruz?
Öncelikle bu sorunun cevabı kafamızda net olmalıdır. Çünkü konutu hangi amaç için aldığımız yapacağımız tercihlerde belirleyici olacaktır. Elimizdeki birikimimiz ve aylık gelirimiz ise her durumda tek belirleyicidir. Elinde hiç parası olmayan ya da yeterli aylık geliri bulunmayanların konut almaları ancak bir hayal olabilir. Konutun bir ihtiyaç olduğu düşünüldüğünde ve alımımızı da ona göre yapacaksak, oturuma hazır bir konut almak yerinde olacaktır. Burada konutun nitelikleri, hangi semtte olacağı, peşin ya da kredili alınması gibi etkenlere dikkat etmemiz gerekiyor.
Oturacağımız bir konutun iş yerimize ya da çocuklarımızın okuluna, alışveriş merkezlerine ve diğer bölgeler uzaklığı dikkate alınmalıdır. Genellikle şehir içlerinde kalan bölgelerde düşük kalitedeki konutlar yüksek fiyattan, şehir dışındakiler de daha nitelikli olmasına rağmen düşük fiyattan alınabilir. Mesela, İstanbul’un merkezlerinden birinde 20 yıllık standart bir daireyi 300 bin TL’nin altında almak pek mümkün değilken, şehir dışına çıkıldığında ise bu fiyata çok daha lüks ve yeni bir konut rahatlıkla alınabilir.
Konutu yatırım için almayı düşünüyorsak iş daha değişik bir hal alırken, burada özellikle yapımı devam eden ve gelişme potansiyeli olan bölgedeki konutlar genellikle tercih edilebilir. Bunun yanı sıra şehir içinde yüksek kira getirisi olanlar da yatırım amaçlı alımlarda tercih ediliyor.
Hangi konutları almamalıyız?
Bu sorunun cevapları beraberinde hangi konutların alınması gerektiğini ortaya koyacaktır. İlk olarak depreme dayanıksız konutlar kesinlikle alınmamalıdır. Ciddi bir deprem riski bulunmasına rağmen konutların alımında çoğu insan bu konuya dikkat etmeden alım yapıyor ve aslında büyük bir risk alıyor. Zaten mortgage uygulamasında sadece sağlam ve ruhsatlı konutlara kredi verileceği için diğer konutların el değiştirmesi çok zorlaşıyor.
Türkiye’de tüm konutlar 1999 depreminin ardından çıkartılan Deprem Yönetmeliği’ne göre yapılmak zorunda. Burada mutlaka depreme dayanıklı olduğu belirlenmiş ve tapusu olan konutların alınması tercih edilmelidir. Bir de çok yaşlı konutların alınmaması daha mantıklı olabilir. Çünkü konutların da bir ömrü var ve belli bir süre sonra bunların yenilenmesi gerektiği için mümkün olduğunca genç konutlar alınmalı.