Afet Kanunu, deprem, sel, toprak kayması, yangın, kaya düşmesi, çığ gibi afetlerde zarar gören vatandaşlara devletçe yer tahsisi yapılmasını sağlayan yasadır.
Afet bölgesi nedir?
Doğal veya insan kaynaklı etkenler sonucunda tehlike arz eden yerler “afet bölgesi” olarak adlandırılmakla beraber, afet bölgelerinde yaşanabilecek herhangi bir afet sonucunda kayıp yaşayan vatandaşların ihtiyaçları devlet bütçesi dahilinde ve Afet Kanunu çerçevesinde karşılanıyor.
Afet bölgesinde yapı inşası yasağı
Afet Kanunu kapsamında vatandaşların beşeri veya doğal nedenlerle zarar ve kayıp yaşamasının önüne geçmek amacıyla birtakım kurallar uygulanıyor. Mal kayıplarının giderilmesi zarara göre belirlenerek kişisel olarak yapılabileceği gibi devlet tarafından imar çalışması ile birlikte toplu olarak da yapılabilir. Afet nedeni ile büyük hasar alan mal varlığının devlet tarafından karşılanabilmesi için afet bölgesi içerisinde olmak gerekli değildir.
Afet Kanunu ile birlikte ilk olarak hasarı büyük olan vatandaşlara öncelik verilmektedir. Bu çerçevede alınan ilk önlem, evini veya barındığı yeri kaybeden vatandaşlara kalacak yer tahsis edilmesidir. Tamiratı mümkün bir hasar söz konusu olduğunda ise tamiratın devam etmesi desteklenir. Özellikle deprem gibi etkisi büyük afetlerde yaşanabilecek toplu kayıplar halinde Afet Kanunu kapsamında toplu imar çalışmaları hayata geçirilir.
Bu gibi afetlerin, olayların görüldüğü ve her an gerçekleşebileceği yerlere afet bölgesi denir. Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’nın tespit ettiği afet bölgelerinde yapı yapılması kesinlikle yasaktır.
Afet bölgeleri nerelerdir?
Türkiye’de afet bölgeleri tanımlı durumdadır. Karadeniz dağ boyu, Güneydoğu Anadolu dağ boyu ve Ege Bölgesi’nin dik alanları üzerinde afet bölgeleri oldukça fazladır. Bu üç alana karşılık İç Anadolu Bölgesi içerisinde afet bölgesi sayısı çok daha sınırlı sayıdadır. Bu nedenle afet kanunu kapsamında çıkarılan yasalar genel itibari ile bu bölgeler içerisinde daha fazla uygulanır.